Geçtiğimiz haftalarda Şubat ayı etkinlikleri kapsamında, Depo No.4’te “Kadim Şehirlerin Hafızası ve Küratörlük” temalı bir söyleşi gerçekleşti. Türkiye’de oldukça yeni bir kavram olan küratörlüğün iki duayen temsilcisinin, mekânımızın sıcak ve samimi atmosferinde ele aldığı konu başlıkları, biz sanatseverlere kreatif pencereler açarken sanat üretimi noktasında ilham kaynağı oldu.
2003 yılından beri Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Marcus Graf, dünyada ve Türkiye’de sanat ve kültür yönetiminin seyrini, çağdaş sanat yapılanmalarının menşei ve gelişimini, Türkiye’de yapılan ilk bienallerin tarihçesini ve adımladığı yolları, sanat tarihinin postmodern çağda karşılık bulduğu anlam sahasını eğlenceli ve kendine has bir dille anlattı. Bugüne kadar 150’den fazla sergide küratörlük yapmış olan Graf, bir kültür başkenti olan İstanbul’un dünya sanat tarihine olan katkısı ile özel dünyasındaki biricikliğine de yer verdi.
Uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.’de sanat yönetmeni olarak sayısız sergide görev almış ve hâlen Zeytinburnu Belediyesi’nde sanat danışmanı/yönetmeni olarak görevini sürdüren deneyimli küratör Mehmet Lütfi Şen ise tarihi ve kültürel mirasımızın zenginliğine dair algımızda seçicilik yaratırken bu dairede “kendilik bilincimiz”e müstakil bir yer ayırdı. Türk sanatının edebiyat, mimari, şiir, geleneksel İslam sanatları ve tezyinat unsurlarının tüm bileşenlerinin neşet ettiği havuzu, çağdaş sanat düzlemindeki akması gereken mecraya dengeli ve kademeli aktarmanın yollarına dair ufuk açıcı bir perspektif sundu. İçinde yaşadığımız çağın gereklerini ve dilini doğru kavramanın, sanat üretimimizin niteliğini belirleyen en önemli unsur olduğunu vurgulayarak ses’e makes bulmak arzusunu ancak bu şekilde gerçekleştirebileceğimizin altını çizdi.
Değerli konuklarımıza katılımlarından ötürü teşekkür eder ve nice güzel etkinliklerde tekrar bir araya gelmeyi gönülden dileriz.